Allah insana kıymet vererek onu eşref-i mahlukat (yaratılmışların en şereflisi) ve ahsen-i takvim (yaratılmışların en güzeli, üstünü) olarak yaratmış, yüceltmiş ve yeryüzünü ona emanet etmiştir. Insanı değerli kılan, onun sahip olduğu fıtri yapısıdır. Meleklerde olmayan iradeyi, karar verme ve seçme yetisi insana bahsedilmiştir.
Allah katında insan değerli bir varlık iken biz neden kendimizi bu kadar değersiz hissediyoruz? Ruhsal sağlığımızın yerinde olabilmesi için kendimize değer vermek zorundayız. Çünkü değer duygusu sosyal ilişkilerimizde olsun, özel ilişkilerimizde olsun kendini gösterir. Kendimize verdiğimiz değer duygusu hayatımızın bir çok alanını etkiler. Kendini sevmeyen, değersiz hisseden kişi hem sosyal ilişkilerinde sorun yaşar hem de hayata sevinerek tutunamaz.
Değersizlik hissi yaşayan biri kendisini toplum içerisinde önemsiz görür, varlığının bir değer taşımadığı inancına kapılır. Başkalarını her zaman kendinden daha üstün görür. Kendi gücünün, yeteneklerinin farkına varamaz. Bundan dolayı ki diğer insanların kendisi hakkındaki düşüncelerini çok önemser. Kendisini onların kendine biçtiği değere göre değerlendirir. Değersizlik duygusuna sahip olan birini seven ve onu olduğu gibi kabul etmeye hazır olan birine güvenmez. Onun da kendisi gibi değersiz olduğunu düşünür. Değersiz birini neden değerli biri sevsin ki? diye düşünür. Genellikle hep onay peşindedir.
Dışarıdan alacağı onay ile kendini bir an olsun değerli hissetmeye çalışır. Hedeflediği onayı, ilgiyi elde ettikten sonra yeni bir arayışa çıkar. Kendisine ilgi duymayan, sırtını dönen birine rastladığında onun ilgisini çekmek için elinden geleni yapar. Bu tür kişiler onun için pek caziptir. Ne zaman ki istediğine ulaşır, sıkılmaya başlar sonra tekrar yeni hedeflere yönelir. Bu durumda, sorunun kendisinden kaynaklandığını kabul etmezler. Karşı tarafın yeterince cazip olmadığını düşünürler. Değersizlik duygusu içinde olan birini eleştirirseniz dünyası başına yıkılır. Çok hassastır. Eleştirildiği konuyu kafasına takıp durur. Mükkemmelliyetçi olmalarıda ayrı bir sorundur.
Kendisini olduğu hali ile kabul etmediği için, diğer insanlardan da yeterince değer göremediğinden dolayı, değer görebilmek için kendisine ulaşılması zor hedefler koyar. Yani kişi „Şu anki halimle kimse bana değer vermiyor ama eğer saygın bir yere gelirsem, daha fazla para kazanırsam değerli olurum ve insanlar da bana değer göstermeye başlarlar „şeklinde düşünür. Peki değersizlik duygusu nasıl oluşur? Kişinin çocukluğunda yaşamış olduğu olumsuz olaylardan kaynaklanır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Eleştirilmis çocuklar
- Başka çocuklar ile kıyaslanmış çocuklar
- Ebeveynlerinden yeterince değer görmemiş çocuklar
Değersizlik duygusunu yenebilmek için neler yapılabilinir?
- Önce kendinizi olduğunuz gibi kabul edin. Çocukluğunuzda, geçmişinizde yaşadığınız her ne olursa olsun kabul edin. Bunlar sizin elinizde olan şeyler değildi.
- Herkes tarafından sevilmek yerine, önce kendinizi sevmeye çalışın. Çevrenizden onay beklemeyi bırakın. Onay beklerseniz onların istediği gibi biri olmak zorunda kalırsınız. Bu da kişiliginize ters düşer. Asıl siz ne istiyorsunuz, onu düşünün. Kendi düşüncelerinizi ve isteklerinizi ön planda tutun.
- Hayır demekten çekinmeyin. Karşı tarafın, hayır dediğinizde sırtını dönüp gitmesinden korkmayın. Istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda değilsiniz. Bırakın sizi olduğunuz gibi kabul edenler, hayır demenize saygı duyanlar hayatınızda olsun.
- Sizi nelerin mutlu edeceğini keşfedin.
- Buna sebep olduğunu düşündüğünüz ebeveynlerinizi suçlamayı bırakın. Onlar da farklı yetişmemiş olabilirler. Hic bir anne bana çocuklarının kötülüğünü istemezler.
- Bu hissi nerelerde yaşadığınızı tespit edin ve bu durumda şimdiye kadar yaptığınız davranışları değiştirmeye çalışın. Mesela, değersizlik hissettiğiniz yerlerde risk alamıyorsanız tersine risk almaya çalışın.
- Sizi değersiz hissettiren insanları hayatınızdan uzaklaştırmayı da unutmayın.
Bu durumdan kurtulabilmek elbette kolay değildir. Ama pes etmeden çalışmakla mümkündür.